GERÇEKTEN NE İSTİYORUZ? İSTEKLERİMİZİ YAPABİLMEK İÇİN NELERDEN VAZGEÇMEYE HAZIRIZ?
İNANDIKLARIMIZ BİZİ GERİYE Mİ, İLERİYE Mİ GÖTÜRÜYOR?
YAPABİLECEKLERİMİZİN FARKINDA MIYIZ? İNANÇLARIMIZ NELER?
İnandıklarımız… Sınırlamalarımız… Seçtiklerimiz..Geleceğe giden yola kendi beynimiz ile kendimizi bağladığımız prangalar…
Yaşanmış bitmiş bütün olumsuzluklar daima olacakmış gibi düşünüp, olan biten güzelliklerin hiç olmayacağına inanarak kaybetmeyi seçtiğimiz fırsatlar... Her insanı , her benzer olayı , her benzer durumu aynı sonuçla sonuçlanacak gibi yaşamayı seçtiğimiz hayatlar…
Bir şeylerin olabileceğine inanmak ve yaşamı bunun üzerine inşa etmek, bir kısmımız için hayal kırıklığına giden bir yolun kapısını aralamak…
Oysa yapılamayacağına inanmak seçimi, olan biten her şeyin içerisinde suya sabuna dokunmadan, çaba harcamadan, ben nasıl yapabilirim diye düşünmeyi denemeden olacaklara razı olmanın farklı bir ifadesidir. Ben bir şey yapamam kaderim böyle… Zaten bu hep böyledir…
İnançlarımızla kendimizi sınırlayabiliyoruz.Şöyle bir bakın; asla olmaz dediğimiz şeylerin gerçekten hiçbiri olmuyor. O beni asla beğenmez dediğimiz kişi bizi beğenmiyor. Bu kadar para kazanamam dediğimizde gerçekten para kazanılmıyor. Benim bedenim böyle, bu genetik değişmez ,dediğimiz de bedenimiz aynen öyle kalıyor. İnanıyoruz ve inançlarımız ile yaşamımızı yönlendiriyoruz.
İstiyorum dediklerimizi “Gerçekten istiyor muyuz?” Emin miyiz? İnsanın beyni, yılmadan usanmadan deneyebilecek kadar mükemmel yaratılmıştır.
Bir sonraki adımda nasıl ve neleri farklı yapabileceğini sorgulayacak kadar kendiyle barışık, başarısızlıklarını kutlayacak kadar kendinden emin, alternatif çözümleri bulacak kadar zeki, bunları yaşayarak test edecek kadar cesurdur…
İnsan aslında her şeydir. Sadece inandıkları, istekleri, düşünceleri, davranışları, yaşadıklarından aldığı olumlu olumsuz ders seçimleri ile ortaya çıkarmak istediklerini sunar yaşama…
İlham alınan bir hazineyi yeryüzüne çıkarıp bir sürü güzelliğin inşa edilmesini de sağlayabiliriz o hazineyi denizin dibinde karanlıkta kalmasına da razı olabiliriz.
Hangisini tercih edersiniz? Dipte bırakmak kolaydır zaten denizin kumu üstünü örter geçer sizin bir şey yapmanıza gerek yoktur. İnşa edeceğiniz güzellikler için vereceğiniz gayreti vermeye ne kadar istekli olduğunuza bakın.
İnançlarımız, bizleri bazen öylesinde kısıtlar ki isteklerimizi söylemek yerine istemediklerimizi söylemeyi tercih ederiz. Biz bunları söyledikçe yaşamımız istemediklerimiz ile dolmaya isteklerimize ise yer kalmamaya başlar.
Ne kadar isteklisiniz? Gelin “hayal kırıklığı” olduğuna inandığımız yaşanmışlıkları hayallerimize giden yolları istediğimiz şekilde inşa etmek için kullanalım ve adına “hayal mimarları” diyelim..
Hayal mimarları, güçlü ve tam istediğimiz yolu inşa etsinler, aralarda çıkmaz sokakları açmak için yeni mimarlar katalım ekibe onlar da bize farklı seçeneklerin nasıl olacaklarını göstersinler…
Adım adım, sabırla, yılmadan arzu ettiklerimizi gerçeğe dönüştürecek yolu, deneyimlerimizden öğrendiklerimizle güçlendirelim. Kendimizi özgürleştirerek, yaşamın avucumuzdan istemediklerimizi yaşarayarak ve yapamayacaklarımıza odaklanarak akıp gitmesine artık dur diyelim..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder